TikTok’un küçük destinasyonları nasıl etkilediği hakkında haberler giderek artıyor. Sosyal medya platformları, rehber kitapları ve seyahat dergilerinin yerini alarak genç gezginler için en popüler kaynak haline geldi. Bu durum, genellikle ani ziyaretçi akınlarına neden oluyor.
Paris gibi büyük şehirler, sosyal medyadan ilham alan turist akınlarına dayanabilecek kapasiteye sahipken, daha küçük destinasyonlar bu durumla başa çıkmakta zorlanıyor. Örneğin, İtalya’daki bir kayak merkezi, TikTok’ta viral olan karla kaplı kasabaya gelen ziyaretçi akınıyla başa çıkmak zorunda kaldı. Roccaraso kasabasına gelen turistler, yolları tıkadı, çöp bıraktı ve yamaçları ateşe verdi.
Bunların çoğu, ulaşım ve yemek dahil düşük fiyatlı paket turlar satan seyahat acentelerinden gelen günübirlik ziyaretçilerdi. Bir pazar günü kasabaya gelen ziyaretçi sayısı 10.000’e ulaşırken, kasaba sakinlerini endişelendirdi ve yetkilileri otobüs sayısını sınırlamaya yönlendirdi.
Benzer şekilde, Avusturya’daki Hallstatt kasabasının sakinleri, kasabanın popülerliğinden rahatsız oldu ve ziyaretçilerin selfie çekmesini engellemek için manzarayı kapatan bir çit ördü. Bu tepki, sosyal medyada geniş yankı buldu ve bariyer daha sonra kaldırıldı.
TikTok’un etkisi sadece doğal alanları değil, aynı zamanda bireysel işletmeleri de etkiliyor. Örneğin, Barselona’daki Queviures Murria adlı tarihi bir şarküteri, sadece iç mekânın fotoğraflarını çekmek isteyen turistler için giriş ücreti aldı. Bu tür önlemler, sosyal medya platformlarının küçük destinasyonları nasıl etkilediğini ve turist davranışlarını nasıl değiştirdiğini gösteriyor.