Serpil Altın Film
“Geleceğin Belgeseli”
Türkiye’nin ilk uzun metraj kadın bilim kurgu yönetmeni Serpil Altın’la Bir Zamanlar Gelecek: 2121 filmini konuşmak için buluştuk. Saatler süren röportajımızda, okul arkadaşı olduğumuz Serpil Altın’la bilim kurguyu, etkilendiği eserleri ve filmde dikkat çeken detayları masaya yatırdık.
Hümay Öngan: Merhaba, öncelikle Bir Zamanlar Gelecek: 2121 filminde yarattığınız atmosferi konuşmak istiyorum. Bir bilim kurgu filmi için seyirciyi ikna edecek bir atmosfer oluşturmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Filminizde oldukça ikna edici bir distopik atmosfer var.
Serpil Altın: Öncelikle gelecekle ilgili kaygılar nedeniyle bu filmi yaptık. Gelecekten bahsedildiğinde bilim kurgu anlaşılır. Bu türde çalışırken yarattığınız dünyada pek çok soruyla karşılaşırsınız. Fiziksel özelliklerden, yaşayan insanların ve ortamın sosyolojik ve psikolojik detaylarına kadar birçok sorun karşınıza çıkar. Filmde alt metin olarak gördüğümüz katmanları önceden çalışmamız gerekti.
Fikir şuydu; “Gençlere nasıl bir dünya bırakıyoruz ve yüz yıl sonra bu insanlar nasıl yaşayacak?” Benim yarattığım dünyada insanlar yüz yıl sonra yeraltına hapsolmuşlar. “Hapsolmak” önemli bir kavram, bir yandan kendilerini hapsetmişler. Yeraltında kurdukları dünyanın nasıl olması gerektiğini düşündük.
Bilim kurgu türü için sorulması gereken sorulardan bahsettim. Bu soruları araştırarak dünyayı oluşturmaya çalıştık. Bir dünyayı sıfırdan kurgulamak inanılmaz zevkli bir süreç. Her yıl dünyamızın neredeyse 1,5 derece ısındığının farkına varmak gibi bilimsel veriler çok önemliydi bizim için. Bu dünyanın kurulumunda bilimden faydalandık.
Filmin atmosferinin gerçekçi bulunması bizi mutlu ediyor. Dünya festivallerine katıldığımızda, özellikle Güney Kore’de “Gerçekçi Bilim Kurgu” trendinin oluştuğunu gözlemledik. Geleceğin bir belgeseli gibi bu iş. Belgesel çekerken olanları araştırırsınız, aynı şekilde ben de bu dünyayı tasarlarken sanki orada yaşıyormuşum gibi hissettim.
