Fransız seçmenlerinin, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ani bir kararla meclisi feshetme isteğini anlamadığına dair analistlerden gelen iddialar artarak devam ediyor.
Fransa’da, 9 Haziran’da erken seçim çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Macron’a yönelik halkın iyimserliği azalıyor. Hatta bazı eleştirmenler, Macron’u narsist ve tutarsız olmakla suçlayacak kadar ileri gittiler.
Macron’un popülaritesinin halk nezdinde hiç bu kadar düşmediğini belirten gazeteci ve siyasi yazar Alain Duhamel, Macron’un Ulusal Meclisi feshetme ve erken seçim çağrısının bu durumu sembolize ettiğini ve “pekiştirdiğini” ifade etti.
Macron’un partisi Rönesans’ın Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde büyük bir yenilgi alması, seçmen ile Macron arasındaki mesafenin daha da belirgin hale gelmesine sebep oldu.
Rönesans partisi, oy oranını sadece yüzde 14.6’ya yükseltebilirken, aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisi yaklaşık yüzde 31’lik bir oy oranı elde etti.
AP seçimlerinin ardından Macron’un halk nezdindeki popülerliği daha da düştü. Yapılan ankete göre, Macron’un popülerlik oranı yüzde 26-28 arasında değişmektedir.
Fransa’da, cumhurbaşkanlarının popülerliğinin seçimlerin ardından düşmesi olağan bir durum olarak kabul ediliyor. Örneğin, Macron’dan önceki Cumhurbaşkanı François Hollande’ın popülerlik oranı görev süresince yüzde 20’nin altına düşmüştü.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un da ülkesinde popülaritesini kaybeden liderlerden biri olduğuna dair yapılan ankete göre, Scholz’un popülerlik oranı yüzde 27 civarındadır.
Cumhurbaşkanı Macron’a yönelik destek, Mayıs 2022’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda 11 puan düşmüştü.
Macron’un meclisi feshetme kararı, halk arasındaki popülerliğini sarsan bir hamle olarak değerlendiriliyor. Bazılarına göre, Macron’un popülaritesindeki düşüş artık kişisel bir seviyeye ulaşmış durumda.
Macron’un liderliğindeki Rönesans partisinin AP seçimlerindeki başarısızlığını gururunu zedelediği belirtilirken, feshetme kararının “doğru tercih yapmayanlara ders verme” olarak yorumlanmıştır.
Macron’un seçmenlere aşırı sağ ve sol partilere karşı oy kullanmanın sorumlulukları olduğunu hatırlatması, “halka ders verme” çabası olarak algılanıyor.
Macron’un eleştirilen bir diğer yönü ise vatandaşlarıyla iletişim kurmaması ve onların kaygılarına karşı duyarsız olmasıdır. Bu durum, bazılarına göre, Macron’un eski bir yatırım bankacısı olmasından kaynaklanmaktadır.
Macron’un erken seçim kararı riskli bir adım olarak görülüyor ve rakiplerine değil de kendisine oy vermenin “iç savaşa” yol açabileceği endişesi Fransız seçmenler arasında yaygındır.
Uluslararası medya kuruluşları, erken seçim kararını riskli ve AB için bir tehlike olarak nitelendirirken, bazıları da Fransızların Macron’u değişimden hoşlanmamaları nedeniyle tercih etmediğini iddia ediyor.
