Fransa’da Cumhurbaşkanının 289 sandalyeye ulaşarak mecliste çoğunluğu elde etmek için ihtiyaç duyuluyor. Fransa’da sağcı Ulusal Birlik partisinin 260 ila 295 arasında sandalye kazanması bekleniyor.
Fransa’da genel seçimlere günler kala yapılan son ankete göre, aşırı sağ partinin oy oranının yüzde 36 civarında olması öngörülüyor. İlk tur Pazar günü yapılacak seçimlerin ikinci turu ise 7 Temmuz’da gerçekleşecek.
Aşırı sağcı Ulusal Birlik partisinin kazanması durumunda, Fransa İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez bir aşırı sağ hükümet ile yönetilecek. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise görev süresi dolmadan istifa etmeyeceğini belirtiyor.
Son ankete göre, Ulusal Birlik partisi oyların yaklaşık yüzde 36’sını alarak birinci parti olacak. Ülkede merkezciler, solcular ve Yeşiller’den oluşan sol ittifakın oy oranı yüzde 28 olarak tahmin edilirken, Macron’un merkez sağ partisinin ise yüzde 20 civarında oy alması öngörülüyor.
Mecliste çoğunluğu sağlayabilmek için 289 sandalye kazanmak gerekiyor. Ankete göre, Ulusal Birlik partisinin 260 ila 295 arasında sandalye alması bekleniyor.
Aşırı sağın popülerliğindeki artışın insanların güvensizlik duygularından kaynaklandığı düşünülüyor. Ülke ayrıca üç kutuplu bir seçim yarışında olduğu için olası bir koalisyonun zor göründüğü belirtiliyor.
Ulusal Birlik partisinin genç lideri Jordan Bardella, seçmenlere açık bir mesaj verdi ve yasaların uygulanmadığını, devletin güçlünün yanında zayıf kaldığı hissine sahip olduklarını söyledi. Tarihi nitelikteki seçimlere yüksek katılım olması bekleniyor.
Fransa’da Macron partisinin seçimleri kaybetmesi durumunda rakip parti ile bir başbakan ile çalışmak zorunda kalabilir. “Kohabitasyon” senaryosunda cumhurbaşkanı ve başbakanın farklı partilerden olması durumunda görev süreci gerilim yaşanabilir.
Cumhurbaşkanının uluslararası anlaşmaların müzakere edilmesi ve onaylanmasından sorumlu olduğu belirtilirken, aşırı sağ ve sol ittifakının aynı platformda anlaşması zor olabilir.
Cumhurbaşkanı genellikle başbakanla uyum içinde çalışarak ülkenin uluslararası konularda “ağız birliği” yapmasını sağlıyor. Ancak farklı görüşlere sahip partiler arasında gerilim olması bekleniyor.
