Siber Zorbalık Araştırması Sonuçları Açıklandı
Türkiye genelinde yapılan bir araştırmaya göre, Aralık 2024’te ortaokul öğrencileri arasında gerçekleştirilen siber zorbalık araştırması, Şubat 2025’te lise 10 ve 11. sınıf öğrencilerini de kapsayacak şekilde genişletildi. Bu araştırmada farklı yaş gruplarının dijital şiddeti nasıl algıladığı incelendi.
Türkiye’nin 26 farklı ilinden 7 bin 511 lise öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen anket sonuçlarına göre, lise öğrencilerinin dijital şiddete karşı algıları, ortaokul öğrencileriyle büyük ölçüde benzerlik gösterdi.
Öğrencilerin en fazla şiddet olarak algıladığı davranışların başında, özel bilgi ve fotoğrafların internet ortamında paylaşılmasıyla tehdit edilmek geliyor. Lise öğrencilerinin yüzde 92,3’ü bu durumu şiddet olarak değerlendirirken, ortaokul öğrencilerinde bu oran yüzde 88,5 olarak belirlendi.
Araştırmaya katılan lise öğrencilerine göre, şiddet olayları en çok dijital ortamda yaşanıyor. Katılımcıların yüzde 37,1’i dijital ortamda şiddetin yaygın olduğunu belirtti.
Araştırmada siber zorbalıkla ilgili veriler de yer aldı. Öğrencilerin yüzde 73,5’i bir paylaşımın ekran görüntüsünün alınarak yayılmasını şiddet olarak değerlendirirken, yüzde 72,8’i popüler bir görüşe karşı çıkan kişilerin aşağılanmasını şiddet olarak tanımladı.
Araştırma sonuçlarına göre, dijital şiddetin sadece mağduriyet boyutuyla sınırlı kalmadığı, öğrencilerin hem mağdur hem tanık hem de uygulayan olarak sürecin içinde yer aldığı görüldü.
Dijital şiddetin sosyal ilişkiler ve öğrenilen davranış kalıplarıyla bağlantılı olduğunu gösteren araştırma bulguları, gençlerin sosyal duygusal becerilerinin geliştirilmesi ve dijital mecralarda kontrol mekanizmalarının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekti.
Araştırma sonuçlarına dayanarak, ailelerin dijital mecralar konusunda eğitilmesi ve toplum genelinde farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılması gerektiği belirtildi. Ayrıca, dijital şiddet ve diğer tüm şiddet türlerine karşı koruyucu ve önleyici müdahale sistemlerinin güçlendirilmesi ve etkin dijital farkındalık stratejileri oluşturulması gerektiği vurgulandı. Kamu kurumları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve ailelerin işbirliğiyle etkili bir tedbir sistemi geliştirilmesi öneriliyor.