Başkan Erdoğan, Eskişehir Teknik Üniversitesi Spor Salonu’nda düzenlenen partisinin Eskişehir 8. Olağan İl Kongresi’nde konuştu. Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Erdoğan, “Sözlerimin hemen başında yarın gece müşerref olacağımız Miraç gecenizi şimdiden tebrik ediyorum. Peygamberimizin, aleyhissalatu vesselam, önce Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya oradan Sidretü’l-Münteha’ya geçerek makamı alaya ulaştığı bu mübarek gecenin affımıza, mağfiretimize, kurtuluşumuza vesile olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum.” ifadesini kullandı.
“Miraç” denilince akla ilk olarak Kudüs-ü Şerif’in geldiğini, Şair ve Yazar Nuri Pakdil’in “Tur Dağı’nı yaşa ki, bilesin nerede Kudüs. Ben Kudüs’ü bir kol saati gibi taşıyorum. Ayarlanmadan Kudüs’e boşuna vakit geçirirsin, buz tutar gözün, görmez olur.” dizelerini okuyan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu mübarek geceye münasebetiyle 471 günlük yıkımın, katliamın ve soykırımın ardından geçen hafta başlayan ateşkesle bir nebze olsun rahat nefes alan Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize dayanışma mesajlarımızı gönderiyoruz. Çoğu çocuk ve kadın 50 binden fazla masumun şehit düştüğü Gazze’de biraz buruk, biraz hüzünlü de olsa yüzlerin ilk defa gülmesinden biz de memnuniyet duyuyoruz. 15 ay boyunca Filistinli kardeşlerimizi nasıl yalnız bırakmadıysak mübarek Ramazan-ı Şerif öncesinde de tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz.
Yine buradan 13,5 yıl boyunca devam eden ve bir milyon insanın hayatına mal olan gaddarlığın ardından aralık ayı başında özgürlüklerine kavuşan Suriyeli kardeşlerimize de selam ve dualarımızı yolluyoruz. Türk milleti olarak kardeşliğimizin ve insanlığımızın sınandığı her iki meselede de sağdan-soldan gelen tüm baskılara rağmen vicdanlı, onurlu ve ilkeli duruş sergilemenin haklı bahtiyarlığını yaşıyoruz. Bugün Suriye halkı da Gazzeli kardeşlerimiz de Türkiye için, Türk milleti için dua ediyorsa ‘Allah razı olsun’ diyorsa bunun sebebi insan ve vicdan merkezli dış politikamızdır.”
Erdoğan, haydutluğa rıza göstermediklerini, haksızlık karşısında sessiz, tepkisiz kalmadıklarını vurgulayarak, “Mazluma sırtını dönenlerden olmadık. Vicdanlı olmak, tutarlı olmak, öz güven sahibi olmak neyi gerektiriyorsa biz sadece onu yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.” dedi.
Salondakilerden, Miraç gecesinde Gazzeli, Suriyeli, Türkistanlı mazlumlar için dua ederken Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında vefat eden 78 vatandaş için de dua etmelerini rica eden Erdoğan, “Aralarında uzun yıllar beraber yol yürüdüğümüz dava arkadaşlarımızın da kadim dostlarımızın da ailelerinin de bulunduğu 78 canımızı maalesef, hem de çok üzüntü verici bir şekilde kaybettik.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, milletçe yürekleri dağlayan bu elim hadise karşısında 85 milyon olarak müteessir olunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Yakınlarını kaybedenlerin acısını ise sadece tahmin edebiliyoruz. Bu kardeşlerimizin acısını hep beraber paylaşmak, devlet ve millet olarak yalnız olmadıklarını göstermek amacıyla bir günlük milli yas ilan ettik. Yargımız hiçbir şüphe bulutu kalmayacak şekilde olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için çok yoğun bir gayret içinde. Gözaltına alınanlardan tutuklananlar oldu. Tutuklular arasında otelin sahibi ve şirketin genel müdürü de var. Milletimize bu büyük acıyı yaşatanların hukuka hesap vermesi için yapılması gereken ne varsa tavizsiz bir şekilde yerine getirilmektedir.
İlk günden beri, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızın yürek yangınına hürmet ettiğimiz için siyasi polemikten ısrarla ve sabırla uzak duruyoruz. İl kongrelerimizde ve katıldığımız diğer programlarda bu hassasiyetimizi mutlaka ama mutlaka korumaya çalışıyoruz. Böyle bir trajedinin, affınıza sığınarak söylüyorum, siyasetçiler arasında bir kör dövüşüne, duygudan, empatiden, diğerkamlıktan uzak bir kayıkçı kavgasına alet edilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz. Sözleriyle, üsluplarıyla, tavırlarıyla oturdukları koltuğun kendilerine yüklediği mesuliyetin hakkını veremeyenler muhatabımız değildir.”
Başkan Erdoğan, olayın ardından son derece çirkin bir dille sağa-sola sataşanlara “belki anlarlar” ümidiyle Hacı Bektaş’ın “Bizim erkanımız, ahlaki Muhammed’i ve edebi Ali’dir. Adem suretinde olan herkes, Adem değildir. Adem’in Ademliği, akıl, haya ve ilimledir.” sözlerini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Evet, daha cenazeler bile defnedilmeden, kederli ailelerimiz halen matem içindeyken saldırgan bir dille yangın faciasını polemik konusu yapanları maşeri vicdana havale ediyoruz. Yakınları vefat eden ailelerimizle birlikte milletimizi de rencide eden bu edep dışı, adap dışı, insaf yoksunu, üslubu ademe mahkum ediyoruz. Daha önce ifade ettim, bugün tekrar ediyorum. Yargı organlarımız, 78 canımızın yitip gitmesine sebep olanlardan bunun hesabını tek tek soracaktır. Yargının işini zorlaştıracak, yargıyı, baskı ve töhmet altında bırakacak her türlü beyandan herkesin imtina etmesi gerekiyor. Rabb’im faciada hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza rahmetiyle, merhametiyle muamele eylesin. Telefon ederek veya mesaj göndererek milletimizin acısını paylaşan dost ve kardeş ülkelerin liderlerine de buradan teşekkür ediyorum. Rabb’im ülkemizi ve milletimizi bu tür felaketlerden korusun.”
AK Partili kadrolar olarak Yunus Emre’nin dediği gibi “Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik” diyen Erdoğan, “Bizde millete küsmek olmaz. Bizde millete darılmak, bahaneyi millette aramak olmaz. Bizde muhalefetin 14-28 Mayıs’ta yaptığı gibi sandıktan istediği sonuç çıkmayınca seçmene kızmak hatta hakaret etmek olmaz. Vatandaş bizim velinimetimizdir. Halkın takdirinin başımızın üstünde yeri vardır. Arzu ettiğimiz konumda değilsek sorumlusu biziz. Hak ettiğimiz yerde değilsek hesaba çekilecek olan kendi nefsimizdir.” dedi.
Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde ortaya çıkan fotoğrafı çok iyi okuduklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
“31 Mart’ta milletimizin verdiği mesajları hiçbir komplekse kapılmadan analiz ediyor, yol haritamızı buna göre belirliyoruz. Eskişehir’deki sonuçlar için tavrımız, politikamız böyledir. Kendimizi eleştirmekten çekinmedik, çekinmeyeceğiz. Öz eleştirimizi yapmaktan korkmadık, korkmayacağız. Eksiğimizi tamamlayacak, hatamızı düzeltecek, yanlışımız varsa mazeret üretmek kolaycılığına meyletmeyeceğiz. Şunu tüm teşkilatımızın zihnine nakşetmesini istiyorum, hiçbirimizin kırgınlığa, gönül koymaya hakkı da yoktur. Çünkü biz hedeflerimize kilitlendik. Biz, büyük ve güçlü Türkiye idealine sevdalandık. Biz Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmeye odaklandık. Buna yürekten inandık. Biz yarış bittikten sonra da koşmaya devam eden atlar gibiyiz. Aşkımızı, şevkimizi, sevdamızı, gayretimizi azaltmaya çalışanlara kulak asmadan Eskişehir için koşmaya devam edeceğiz.”
Eskişehir’i fetret devrinden kurtarıp eser ve hizmet belediyeciliğinin örnek şehri haline getirene kadar durmadan, dinlenmeden çalışacaklarını ifade eden Erdoğan, “Kongremizin bu hedefe giden yolda yeni bir kilometre taşı olacağına inanıyorum. AK Parti Eskişehir İl Kongresi’nin şehrimiz için Eskişehirli kardeşlerimle birlikte ülkemiz, milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.” diye konuştu.
Partisi ne olursa olsun, kime oy vermiş, kime gönül vermiş olursa olsun, 85 milyonun ve 81 vilayetin tamamı için çalışmak, hizmet üretmek, taş üstüne taş koymakla mükellef olduklarını vurgulayan Erdoğan, son 22 yılda Eskişehir’e kamu olarak 367 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarını söyledi.
Erdoğan, Eskişehir’e 22 yılda, adalette 2 milyar lira, eğitimde 19 milyar lira, gençlik ve sporda 6 milyar lira, sosyal yardımlarda 25 milyar lira, sağlıkta 18 milyar lira, çevre ve şehircilikte 55 milyar lira, ulaştırmada 92 milyar lira, tarım ve ormanda 54 milyar lira, sanayi ve teknolojide 3 milyar lira yatırım 10 milyar lira destek olmak üzere 13 milyar lira, enerjide 71 milyar lira, kültür ve turizmde 2 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle 12 milyar liralık eser ve hizmetin kazandırıldığını ifade etti.


