Teröristbaşının, 15 Şubat’ta PKK’ya çağrı yapacağı iddiası ortaya atıldı. Türkiye’nin temel sorunlarından birini çözmeye çalıştığı her zaman, iç ve dış soğuk savaş dönemi aktörleri siyasi ortamı ateşe veriyor veya çözüme karşı çıkıyorlar. Bu durum en acı şekilde 2013 yılındaki çözüm sürecinde görüldü. Toplumun büyük çoğunluğunun destek verdiği çözüm süreci sabote edildi ve ülke ağır bedeller ödedi. Liberal demokrat görünümlü gazeteciler, vesayetçi partiler, Soros taraftarları ve HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da dahil olmak üzere birçok kesim karşı çıktı. HDP’li vekillerin bile Öcalan’ın “Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun.” sözlerini seslendirmediği görüldü.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısından yaklaşık 3 ay geçti. Bu süre zarfında pozitif etkileri olacak önemli bir olay yaşandı: Suriye’de halk devrimi gerçekleşti ve PKK’nın gücünü besleyen üç devlet sahadan çekilmek zorunda kaldı. Bu değişimle birlikte PKK’nın artık yaşama şansı olmadığı görüldü.
Ancak hala PKK’nın silah bırakacağı ve kendisini feshedeceği umuduyla bekleyen ülkeler bulunuyor. Kandil’i üs olarak kullanan bazı baronlar ve “kent uzlaşısı” kurma çabasındaki çevreler de “Tam iktidarı yıkıyorduk, şimdi mi vazgeçelim?” diyen zalimler de mevcut.
Tüm bu zorluklara rağmen devlet “terörsüz Türkiye” hedefine kararlı bir şekilde ilerlerken, Öcalan’ın da örgütü yöneten aktörlerden daha iyi neyin kendilerini beklediğini bildiği söyleniyor. Son görüşmesinde, DEM Parti yönetimine bir talimat gönderdiği konuşuluyor.
