Türkiye’nin zor günler yaşadığı 1971 yılında, ülkenin en zengin 12 iş adamı bir araya gelerek TÜSİAD’ı kurdu. Yalnızca 1 ay sonra, 2 Mart 1971 askeri müdahalesinden sonra bir protokol imzalandı. TÜSİAD, Türkiye’nin özel sektör karşıtı ideolojilerin öne çıktığı sancılı bir döneminde ortaya çıktı. Kuruluş amacı, Türkiye’nin demokratik ve planlı yollarla kalkınmasına ve Batı uygarlık seviyesine çıkarılmasına yardımcı olmak olarak ifade edildi.
13 Mayıs 1979’da, TÜSİAD’ın Bülent Ecevit Hükümeti’ni düşürmek için gazetelere tam sayfa ilan vermesiyle Türkiye’de konuşulan konular arasına girdi. İlanda, “Ekonomide gerçekçi çıkış yolu” başlığı altında, dış kredilere olan ihtiyacın vurgulanmasının yanı sıra ekonomik sistemin önemi üzerinde duruldu. Ecevit ise TÜSİAD’ın tehdit içeren ilanlarına karşılık vererek, hükümetin öldürülemeyeceğini belirtti. Ancak kasım ayında, TÜSİAD’ın istediği gerçekleşti ve hükümet istifa etti.
Türkiye 12 Eylül darbesine doğru sürüklenirken, TÜSİAD 12 Eylül döneminde kapatılmayan belki de tek dernek oldu. Darbe sonrasında işçi hakları kısıtlandı, sendikalar kapatıldı ve işkence uygulandı. Ancak TÜSİAD, 1981 yılında “Kamu yararına çalışan dernek” statüsü kazandı ve patronlar istedikleri gibi hareket etme özgürlüğüne sahip oldular. 12 Eylül’ün ekonomik politikaları, TÜSİAD’ın raporlarında yer alan görüşler doğrultusunda şekillendi ve Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin karları hızla arttı. Ancak işçi ücretlerinde artış ancak 1989-1991 arasındaki grevlerin kazanımları ile mümkün oldu.
