Elektrikli araç üreticileri, bulut güncellemeleri aracılığıyla fazladan güç sunma opsiyonunu müşterilere sunduklarını göstermişlerdir. Bu trend Tesla’nın liderliğini yaparken, Mercedes ve Polestar gibi markalarda da oldukça popüler hale gelmiştir. Şimdi merak edilen konu ise bu sistemin nasıl çalıştığıdır.
İçten yanmalı motorlar, farklı hava koşullarında ve atmosfer basınçlarında optimize edilerek müşterilere sunulmaktadır. Dolayısıyla, otomobilinizde güç artışı sadece ECU yazılımı ile sağlanabilir. Ancak elektromotorlarda durum biraz karmaşıktır.
Her motordan elde edilen tork, devir oranına göre beygir gücüne dönüştürülür. Bu nedenle, aracın performansı tork değerine bağlıdır. Elektromotorlarda ise tork, elektrik akımına bağlı olarak artar. Yani, motora iletilen akım arttıkça daha fazla güç üretilir.
Ancak burada karşılaşılan sorun, gerilimin artmasıyla birlikte motorun ısınmasıdır. Ancak araç motorları sınır değerlerin üzerinde çalışmadığı için, arızalar olmaz veya ısı sensörleri zarar görmezse, aracınızı havai fişeğe dönüştürecek bir ısı artışı meydana gelmez.
Bu nedenle, üreticilerin sunduğu opsiyonel güç artışları, motorun ısısını ve elektrik tüketimini artırmasına rağmen, güvenli sınırlarda kalacak şekilde çeşitli testlerden geçirilip müşteriye sunulmaktadır.
Mach-E GT gibi araçlarda da görüldüğü gibi, sistemin sınır sıcaklığının aşılması nedeniyle performans kaybı yaşanabilir ve yazılım güncellemesi gerekebilir. Bu da üreticilerin hatalarını kabul edebileceğini göstermektedir.
Üreticilerin neden tüm performansı her müşteriye sunmadığı sorusuna gelince; opsiyonel satışın, fiyat/fayda dengesini göz önünde bulundurmak gerektiğini unutmamalıyız. İhtiyacı olmayan kullanıcılar için daha fazla para verip tüketimi artırmak mantıklı olmayabilir. Bu nedenle, firmalar müşterilere opsiyon sunmayı tercih etmektedir.
Fotoğraflar: BMW