UEFA’nın açıklamasına göre, Türkiye Futbol Federasyonu oyuncusu Merih Demiral’ın 2 Temmuz 2024 tarihinde Almanya’nın Leipzig şehrinde oynanan 2024 Avrupa Şampiyonası son 16 turu maçında uygunsuz davranışlarda bulunduğu iddiasıyla UEFA Disiplin Yönetmeliği’nin 31(4) maddesi uyarınca soruşturma başlatıldı.
Merih Demiral, Avusturya’ya karşı oynanan ve çeyrek finale yükselen milli takımın maçında iki gol atmış ve bozkurt işareti yapmıştı. Maç sonrasında sevinci hakkında yaptığı açıklamada, “Bir gol sevinci vardı aklımda onu yaptım, Türklükle alakalı. Türk olduğum için çok gurur duyuyorum!” şeklinde konuşmuştu.
İngiliz futbolcu Jude Bellingham ise UEFA’nın etik davranış kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle soruşturma açtığı belirtildi. İngiltere’nin Slovakya’yı 2-1 yendiği maçın 90+5. dakikasında gol atan Bellingham, rakip takımın yedek kulübesine doğru abartılı bir sevinç gösterisinde bulunmuştu.
Slovakya maçının ardından sosyal medyadan açıklama yapan Bellingham, sevincinin bir şaka olduğunu belirterek, “Slovakya takımına saygı duyuyorum.” ifadelerini kullandı.
2019’da Fransa ile oynanan maçta asker selamı veren A Milli Takım hakkında UEFA tarafından soruşturma başlatılmıştı. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu’ndan konuyla ilgili yapılan savunmanın ardından soruşturmada herhangi bir ceza çıkmamıştı.
Medipol Başakşehir’in 2019 UEFA Avrupa Ligi J Grubu üçüncü haftasında Wolfsberger takımına karşı oynadığı maçta gol atan İrfan Can Kahveci’nin asker selamı vermesi üzerine UEFA tarafından soruşturma başlatılmış ancak ceza verilmemişti.
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Merih Demiral’a destek paylaşımında bulunarak, sosyal medya hesabından Demiral’ın bozkurt işaretini içeren bir fotoğrafı paylaşmış ve “Uzun uzun yazmaya gerek yok…” ifadelerine yer vermişti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise yaptığı açıklamada, Merih Demiral’ın Bozkurt işareti yapmasının Türk milletinin dünyaya mesajı olduğunu belirterek, UEFA’nın soruşturma başlatmasını kınamış ve herkesi sağduyulu olmaya davet etmişti. Bahçeli, UEFA’nın bu tutumunu “yanlı” ve “yanlış” olarak nitelendirmişti.
